Günümüz koşullarında çevresi ve ailesiyle iletişim kuramayan, okulu sevmeyen, ne istediğini bilmeyen, ciddi konsantrasyon sorunu yaşayan, kaygı ve korku içinde kıvranan, bağımlılıkları olan ve yaşama amacı olmayan gençlerimizin sayısı artmakta.
Öğrencilik kavramı hepimiz için geçerli, hepimiz hala anne-baba olmayı, hayata dair güzel şeyler yaparak yaşamımıza anlam kazandırmayı öğrenmeye çalışan öğrencileriz. Sadece çocuklarımız öğrenmiyor, hepimiz öğreniyoruz. Öğrenci koçluğunun bazı noktalarında, aile ile beraber EBEVEYN KOÇLUĞU çalışması da yaparak, çift taraflı bir farkındalık ve gelişim sağlanıyor.
Bir çocuk için aile ortamı çok önemlidir. Aile aynı kısır döngünün içinde gözlemleme kabiliyetini zamanla yitirebilir. Üçüncü bir göz olabilmek ve sorunlara dışardan bir pencereden bakabilmek bu noktada hızlı değişimi getirir. Öğrenci koçluğunda; okul, ders, sınav, gelecek ve başarı gibi pek çok kavramlar üzerinde çalışılır. Ayrıca kişisel yeteneklerinin belirlenmesi, sağ ve sol beynin dengeli kullanılması, duygu yönetimi, ilişki ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi ve stres ve kaygı seviyesinin kontrolü üzerinde çalışılır.
Yetişkin bireyler olarak bizler, bir sürü hayale sahiptik. Hayat şartları, bizleri anlayabilme ve gözlemleyebilme farkındalığında olamayan yetişkinlerimiz sayesinde, kendi hayallerimizi değil onların hayallerini gerçekleştirmeye zorlandık. Tıpkı bugün bizim çocuklarımıza yaptıklarımız gibi… Döngü devam ediyor farkında mıyız?
Toplumun geneline bakıldığında mutsuz, sağlıksız ve işinden pek memnun olmayan bireyler görürüz. Bunun altında yatan nedenleri kurcaladiğımızda ilginç sonuçlar gelir önümüze. Tiyatrocu olma hayali olan kızımız doktor olmuş… Çok güzel hikaye ve şiir yazma yeteneği olan oğlumuz mühendis olmuş… Bir düşün senin hayalin neydi? Şu an neler yapıyorsun? Başarısız ya da mutsuz olmanda başkalarının hayalini gerçekleştirmiş olman yatıyor olabilir mi?
Her insan bir dünyadır, kendi içinde sistemi olan. Keşfedilmesi gereken…