Bağimlılık, kişiye zarar vermesine karşın herhangi bir maddeye duyulan karşı konulamayan arzu, söz edilen madde kullanılmadığında ise çeşitli septomlar gösterilen bir rahatsızlıktır.
Fakat psikoloji biliminin farklı alanlarında yapılan bir dizi çalışmaya göre bağımlılık yalnızca bir maddeye karşı oluşan arzu durumu değildir. Bağımlılık bireyin bir kişiye, bir ideoloji, nesne, madde, soyut ya da sanal pek çok etmene karşı oluşabilen bir durumdur. Ayrıca bağımlılığın oluşmasına zemin hazırlayan tek etmen beyin kimyasında birtakım bozukluklar değildir. Bağımlılığın genetik, çevresel, kimyasal pek çok sebebi bulunmaktadır. Bağımlılık psikolojisi üzerine yapılan tanımların ve çalışmaların ortak noktası ise bağımlılığın sürekli, tekrarlayan, dozu artan, bireyin sosyal ve kişisel dünyasına zarar veren, bireyin fonksiyonlarını bozan, bahsi geçen etmen ortadan kalktığında bireyde istenmeyen birtakım davranışlara yol açan bir rahatsızlık durumudur.
Bağımlılık psikolojisinin alt alanlarına inmek için önce birkaç temel kavramı gözden geçirmeliyiz.
Bağımlı: Bir madde, nesne ya da duruma sağlıksız bir biçimde bağlanan, alınmama durumunda çeşitli belirtiler gösteren ve sosyal yaşamı olumsuz etkilenen bireydir.
Tolerans: Bağımlılık yapan nesne, madde ya da durumun kullanım ve maruz kalma dozunun artması sonucunda ihtiyacın artmasıyla beraber görülen yoksunluk durumunun ortaya çıkması ve bu madde nesne veya durumun dozunun arttırılmasıdır.
Yoksunluk: Bir maddeye, nesne ya da duruma ihtiyacı olma durumudur. Bu ihtiyaç karşılanmadığında bağımlı bireyde beliren birtakım fiziksel ve psikolojik kriz belirtileridir
Bağımlılığın bir yönü de ödül-ceza şeklinde gerçekleşen basit öğrenme bölgelerini tetiklemesinden kaynaklanmaktadır. Ön beyin (frontal korteks) ve orta beyni bağlayan bölge madde alımı ile kimyasal değişikliğe uğrar bu durum da bağımlılığı meydana getirir. Bağımlılığın sebepleri arasında pek çok etmenden söz edilebilir. Freud’a göre kişiliği oluşturan psiko-seksüel gelişim evrelerinden herhangi birinde gerçekleşmiş birtakım travmalara obsesif kompulsif ritüeller gelişmesine neden olmaktadır. Bu ritüeller çeşitli bağımlılık türleri olarak yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilmektedir. Örneğin 0-1 yaşları arasında yaşanan oral dönemde haz noktası ağızdır. Bebek emme davranışı ile dünyaya gelir. Bu noktadaki doyum bebek için yeterli olmaz, bu yaşlarda herhangi bir saplantı gerçekleşirse tırnak yeme ya da sigara/puro kullanma gibi ağızla bağlantılı bağımlılıklar ortaya çıkabilmektedir. Birey burada bebeklik çağında doyurulmayan ihtiyacı gidermeye çalışmaktadır.
Bağımlılık konusunda söz edilebilecek kuramcılardan biri de Erik Erikson’dur. Erikson ortaya koyduğu psiko-sosyal gelişim kuramında insan gelişimini sekiz evreye ayırmış ve her evrede başarılması gereken birtakım ödevler, başarılamadığı takdirde gelişmesi mümkün olan birtakım özellikler belirtmiştir. Erikson’ un sekiz evresinin dördüncüsü başarıya karşı aşağılık evresidir. 7-11 yaşları kapsar. Bu dönemde çocuk büyük bir başarısızlığa uğrarsa aşağılık kompleksi geliştirebilir. Bu durumda kendini kanıtlamak adına alkol, sigara, diğer tütün ürünleri, psiko-aktif madde kullanımına başvurabilir. Bu krizle baş edemeyen birey uyumsuz özellikler gösterebilmektedir. Ergenlik dönemine denk gelen kimliğe karşı kimlik bunalımı evresinde (11- 17 yaşları arasında) birey kendini aramaya başlar, birey olduğunun farkına varır ve kimlik geliştirmeye başlar. Bu dönemde toplumda var olmak ister. Sosyal grup önem kazanır. Hayatta bir amaç edinmeye çalışır. Bu dönemde gerçekleşen bir takılma bireyin olumsuz kimlik kazanmasına neden olabilir. Bu da sağlıksız bir kişiliğin gelişmesine sebep olmaktadır. Çeşitli madde kullanımları, teknoloji, internet ve sosyal medya bağımlılıkları bu dönemde gelişebilir. Çünkü birey fıziksel olarak beğenilmeyi, topluma ve sosyal gruba dâhil olmayı özellikle bu dönemde daha çok önemser. İlk yetişkinlik yılları ile başlayan altıncı evre yakınlığa karşı yalıtılmışlık evresidir.
Bu evrede bireyin insanlarla sağlıklı ilişkiler kurması beklenir. Karşılıklı saygı, sevgi ve uyuma dayalı ilişkiler kurulmalıdır. Bu evrede başarısız olan insanlarda özellikle alkolizm görülme olasılığı artmaktadır.
Bunun yanında sosyal gruptan ve ikili ilişkilerden haz almadıkları için kendilerini başarısız ve yalnız hissederler sık sık sağlıklı ilişkilerden kaçma davranışı gözlemlenir. Bireyler ya sağlıksız ilişkiler kurarlar (flört şiddeti) ya kısa süreli (çoğunlukla tek gecelik) sağlıksız ilişkiler kurarlar ya da bu yalnızlık hissini çeşitli maddelerle örterler. Bu durumda bireylerde seks, kumar, alkol, tütün ürünleri ve psiko-aktif madde bağımlılıkları görülme olasılığı artar. Diğer dönemlerde de görülen takılmalar benzer problemlere yol açabilmektedir fakat çoğu bağımlılık özellikle ön ergenlik ile genç yetişkinlik yılları arasında görülmektedir. Bu nedenle bu dönemler üzerinde daha fazla durulmalıdır. Anne- baba tutumlarının da bağımlılıkların üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. Örneğin aşırı baskıcı ebeveyn tutumunda çocuk kendisinin de bir birey olduğunu anne babaya kanıtlamak için madde kullanımına başlarlar. Ayrıca bu çocuklar otorite olmadığında normalden uyumsuz davranışlar gösterebilirler. Ya da ihmalkâr aile tutumunda çocuk aileden göremediği ilgiyi yanlış sosyal grupta bulabilmekte bu da psiko-aktif madde kullanımı başta olmak üzere pek çok bağımlılık türüne davetiye çıkartmaktadır. Aşırı koruyucu anne baba tutumunda ise çocuk sosyal çevrede nasıl iletişim kuracağını ve sınırlarını bilemediğinden kendini dış etkilerden koruyamamaktadır. Bu da bağımlılık olasılığını arttırır. Ayrıca bu aile tutumunda bireyler kendine hep kendini koruyacak başka bireyler arayışında olduğundan sağlıksız ilişkiler kurmaya daha meyilli olurlar.
Bağımlılığın yalnızca madde ya da ilaca karşı olduğu düşünülse de bu durum doğru değildir. Yalnızca madde bağımlılığının toplumsal ve bireysel yıkımının fark edilmesi daha olası olduğu için çalışmalar bu alanda halk tarafından daha yoğun fark edilmektedir. Bağımlılığın bazı alt başlıkları şöyledir;
- Tütün ve tütün ürünleri bağımlılığı
- Psiko-aktif madde bağımlılığı
- Alkolizm (alkol bağımlılığı)
- Teknoloji ve internet bağımlılığı
- Kumar bağımlılığı
- Seks bağımlılığı